10.Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları 2013-2012 Sayfa ( 127 ile 148 )

 

5. Metin – Murabba

Murabba

Dinle bülbül kıssasın kim geldi eyyâm-ı bahâr

Kurdı her bir bağda hengâme hengâm-ı bahâr

Oldı sîm-efşân ana ezhâr-ı bâdâm-ı bahâr

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Yine envâ-ı şükûfeyle bezendi bağ u râğ

Ayş içün kurdı çiçekler sahn-ı gülşende otağ

Kim bilür ol bir bahâra kim ölüp kim kala sağ

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Tarf-ı Gülşen nûr-ı Ahmed birle mâlâmâldür

Sebzeler anda sahâbe lâle hayr ül-âldür

Hey Muhammed ümmeti vakt-i huzûr- hâldür

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Kıldı şebnem yine cevherdâr tîğ-î sûseni

Jâleler aldı hevâyî toplar ile gülşeni

Ger temâşâ ise maksûdun beni esle beni

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Ruhları rengîn güzellerdür gül ile lâleler

Kim kulaklarına dürlü cevher asmış jâleler

Aldanup sanma ki bunlar bâkî kalalar

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Ârif isen hoş geçür gel bu demi yârân ile

Bâğda kan aldı şimşek neşter-i bârân ile

Gülistânda görinen lâle vü gül Numân ile

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Gitdi ol demler ki olup sebzeler sâhip-firâş

Gonca fikri gülşenün olmışdı bağrında baş

Geldi bir dem kim kızardı lâlelerle dağ u taş

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Umarım bulup Mesîhî bu murabba iştihâr

Ola ehline bu çâr-ebrû güzeller yâdigâr

Bülbül-i hoş-gûysın gül yüzlülerle yüri var

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Mesîhî

Günümüz Türkçesiyle

Bahar gelince bülbülün öyküsünü dinle. Bahar mevsimi her bir bağda gürültü kopardı. Bahar bademlerinin çiçekleri ona gümüş saçıcı oldu. Ye, iç; zira bu bahar mevsimi kalmaz, geçicidir.

Yine bağ ve bahçe türlü türlü çiçeklerle süslendi. Çiçekler yeme içme için gül bahçesinde otağ kurdu. Öteki bahara kimin ölüp kimin kalacağını kim bilir? Ye, iç; zira bu bahar mevsimi kalmaz, geçicidir.

Gül bahçesi tarafı Ahmed (peygamber)’in nuru ile doludur. Sebzeler sahabe, lale ise hayırlı bir soydur.

Ah ey Muhammed ümmeti, rahat olma vaktidir. Ye, iç; zira bu bahar mevsimi kalmaz, geçicidir.

Çiğ damlaları yine senin kılıcını mücevherli bir hâle getirdi. Çiğ taneleri havai toplarıyla gül bahçesini ele geçirdi. Eğer maksadın temaşa etmekse beni işit. Ye, iç; zira bu bahar mevsimi kalmaz, geçicidir.

Gül ve laleler yanakları renkli güzellerdir. Ki çiğ onların kulaklarına kıymetli taş asmıştır. Sakın bunların devamlı kalacağını düşünme. Ye, iç; zira bu bahar mevsimi kalmaz, geçicidir.

Eğer arif kişiysen gel bu anı dostlarla iyi geçir. Bağda şimşek, yağmur neşteriyle kan aldı. Gül bahçesinde görünen lale, gül ve şakayıkla Ye, iç; zira bu bahar mevsimi kalmaz, geçicidir.

Çimenlerin yatağa düşmüş olduğu zamanlar geride kaldı. Dağın ve taşın lalelerle kızardığı zamanlar geldi. Gonca düşüncesi gül bahçesinin bağrında yara olmuştu. Ye, iç; zira bu bahar mevsimi kalmaz, geçicidir.

Mesîhî, umarım ki bu murabba şöhret bularak Anlayana bu dört kaşlı güzeller yadigâr olsun. Hoş sözlü bülbülsün; gül yüzlülerle yürü git. Ye, iç; zira bu bahar mevsimi kalmaz, geçicidir.

41. Etkinlik

Şiirin yapısını belirleyerek aşağıya yazınız.
a.    Şiirin birim değerini ve sayısını aşağıya yazınız.
b.    Şiirin bütününde ve birimlerinde ne anlatıldığını kısaca yazınız. Birimler arasındaki ilişkiyi
tartışınız. Sonuçları yazılı olarak ifade ediniz.
c.    Şiirin bir veya iki birimini attığımızda anlamında bir değişik oluyor mu? Sözlü olarak ifade ediniz.
d.    Yapı özelliklerini belirlediğiniz şiire ne ad verildiğini şiirin başlık bölümüne yazınız.
e.    Şiirde dile getirilen duygunun anlatıldığı günümüz şiirlerinden hatırladıklarınızı okuyunuz.

 

Birimlerde anlatılanlar
Birim değeri: dörtlük                     birim sayısı: 8
Murabba  
Birimler arası ilişki
Bahar aylarında bülbüllerin durumu anlatılmış
Birimler arasında tema olarak bir anlam bağı var; fakat anlam her dörtlükte tamamlanmıştır. Dörtlüklerin yerlerini değiştirsek veya bir dörtlüğü çıkarsak şiirin anlamında herhangi bir değişiklik olmuyor.
Bahar geldiğinde bahçelerde çiçeklerin açması ve doğal güzellikler anlatılmış
Bahar mevsimin Hz. Peygamberi üzerindeki çağrışımları üzerinde durulmuştur.
Şiirin teması
Bahar mevsiminin geçiciliği üzerinde durulmuş
Tabiat güzellikleri
Yeryüzündeki güzelliklerin geçici olduğu anlatılmıştır.
Yeryüzündeki geçici güzellikleri iyi gözlemek üzerinde durulmuştur.
Baharın bitişi dile getirilmiştir
Mesihi’nin dilekleri anlatılmıştır.

 

42. Etkinlik
Murabbanın ahenk özelliklerini bularak aşağıdaki şablona yazınız.

 

KAFİYE-REDİF
ÖLÇÜ
“ı-bahar”lar  redif

“âm”lar zengin kafiye

“âğ”lar zengin kafiye

“dür”ler redif

“âl”lar zengin kafiye

“i”ler redif

“en”ler tam kafiye

“ler”ler redif

“le”ler tam kafiye

“ile”ler redif

“ân”lar zengin kafiye

“aş”lar tam kafiye

“ar”lar tam kafiye

Aruz ölçüsü
SES-SÖYLEYİŞ

 

Aruz ölçüsüyle dörtlükler halinde söylenmiştir. Her kelime aruz kalıbına uygun seslerden seçilmiştir.

 

43. Etkinlik
a) Şiirde kendi anlamı dışında kullanılan kelimeleri belirleyiniz. Aşağıdaki şablona yazınız

 

Kendi anlamı dışında kullanılan kelimeler
Kelimelerin gerçek anlamı
Kelimelerin şiirdeki anlamı
bülbül
çiçek
sebze
lale
çiğ
gül

 

kuş
bitki
bitki
bitki
sabah vakti oluşan su taneleri
bitki
Güzel sesli aşık
İnsan gibi düşünülmüş
Sahabeler yerine kullanılmış
Soy yerine kullanılmış
Kılıcın üzerindeki mücevher yerine kullanılmış
Yüz yerine kullanılmış

 

b) Kendi anlamları dışında kullanılan kelimelerin şiiri nasıl etkilediğini belirtiniz.
Şiir çok anlamlı bir metin türü olduğu için şiirde kendi anlamı dışında kullanılan kelimeler şiirin çok anlamlı olmasına yardımcı oluyor. Bu yüzden şiirlerde kelimelerin kendi anlamları dışında kullanılması şiirin çağrışım gücünü arttırmaktadır.
44. Etkinlik
İncelediğiniz şiirde divan şiirinde kullanılan ortak imgelerden hangileri vardır? Bu imgeler nasıl kullanılmıştır, yazınız.
Şiirdeki imgeler
İmgelerin nasıl kullanıldığı
Bülbüllerin öykü anlatması
Çiçeklerin otağ kurması
Sebzelerin sahabe olması
Çiğ tanelerinin mücevher olması
Gül ve lalenin güzelleri temsil etmesi
İmgeler şiirde şairin vermek istediği mesajı somutlaştırma yarar. Bu dörtlüklerdeki imgelerde bu amaca hizmet etmiştir.

45. Etkinlik

Şiirdeki edebî sanatları bularak aşağıya yazınız.

Dinle bülbül kıssasın kim geldi eyyâm-ı bahâr

Teşhis

Kurdı her bir bağda hengâme hengâm-ı bahâr

teşhis

Oldı sîm-efşân ana ezhâr-ı bâdâm-ı bahâr

teşhis

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Yine envâ-ı şükûfeyle bezendi bağ u râğ

Ayş içün kurdı çiçekler sahn-ı gülşende otağ

teşhis

Kim bilür ol bir bahâra kim ölüp kim kala sağ

istifham

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Tarf-ı Gülşen nûr-ı Ahmed birle mâlâmâldür

Sebzeler anda sahâbe lâle hayr ül-âldür

teşbih

Hey Muhammed ümmeti vakt-i huzûr- hâldür

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Kıldı şebnem yine cevherdâr tîğ-î sûseni

teşbih

Jâleler aldı hevâyî toplar ile gülşeni

teşhis

Ger temâşâ ise maksûdun beni esle beni

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Ruhları rengîn güzellerdür gül ile lâleler

teşbih

Kim kulaklarına dürlü cevher asmış jâleler

Aldanup sanma ki bunlar bâkî kalalar

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Ârif isen hoş geçür gel bu demi yârân ile

Bâğda kan aldı şimşek neşter-i bârân ile

teşhis

Gülistânda görinen lâle vü gül Numân ile

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Gitdi ol demler ki olup sebzeler sâhip-firâş

teşhis

Gonca fikri gülşenün olmışdı bağrında baş

Geldi bir dem kim kızardı lâlelerle dağ u taş

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Umarım bulup Mesîhî bu murabba iştihâr

Ola ehline bu çâr-ebrû güzeller yâdigâr

Bülbül-i hoş-gûysın gül yüzlülerle yüri var

teşbih

Ayş u nûş it kim geçer kalmaz bu eyyâm-ı bahâr

Mesîhî

46.    Etkinlik

a.    Şiirde anlatılanların yaşanabilirliğini tartışınız. Sonuçları defterinize yazınız.
Şiirde şairler kendi iç derinliklerinde duyguları dile getirmişlerdir. Bu duyguları yaşayanlar için dörtlüklerde söylenenlerin benzeri yaşanabilir; ama aynısının yaşanması mümkün değildir.
b.    Şiirde gözlem yapılmış mıdır? Sözlü olarak ifade ediniz.
Gözlem yapılmıştır. Metindeki benzetmeler bu gözlemin sonucudur.

47. Etkinlik

Şiiri, birimleri oluşturan düşünceleri de göz önünde bulundurarak yorumlayınız. Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
Şiir bahar mevsimin şaire çağrıştırmaları üzerine kurulmuştur.

48. Etkinlik

Murabbanın sizde uyandırdığı hisleri aşağıdaki metin kutusuna yazınız.
Hissettiklerim
49.    Etkinlik (Okul dışı etkinlik)
Mesîhî’nün hayatı ve edebî kişiliği hakkında çıkarımlar yaparak eserle şair arasındaki ilişkiyi belirleyiniz. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.

Divan şairidir. Bosna’da doğmuştur. Genç yaşta İstanbul’a gelmiş ve medrese tahsili görmüştür. Hat sanatına merak salarak bu alanda ustalaşmıştır. Sadrazam Hadım Ali Paşa’nın dostluğunu kazanarak onun Divan Katibi olmuştur. Zevkine düşkün lakayd bir adamdı, bu sebeple yükselemedi. Hadım Ali Paşa’nın vefatı üzerine Yunus Paşa’ya, daha sonra Tacizade Cafer Çelebiye başvurdu. Lakin bir netice alamadı, Bosna’da küçük bir şöhret elde etti. Ömrünün geri kalan kısmın zaruret içinde geçirdi.

    Devrinin kudretli şairlerinden olan Mesihi için Âşık Çelebi “nazmın ölü kalıbına şiirin ruhunu üfürmüştür.” Demiştir. Cafer Çelebiye takdim ettiği kaidesi çok güzeldir. Mesihi’nin şiirlerinde yeni olan taraflar vardır. Kendisi de bu iddiadadır. Âşık Çelebi onu Ahmet Paşa, Necati ve Zati ile mukayese ederek onlardan geri kalmadığını belirtir. Baki üzerinde de tesiri vardır.

50. Etkinlik

Metinden hareketle Mesîhî’nin fikrî ve edebî yönü hakkında çıkarımlarda bulunarak kavram haritasına yazınız.

Divan şairidir.

Kendinden sonraki şairler üzerinde etkisi vardır.

Murabbası ünlüdür.

Divan nazmına yeteri kadar vakıftır.

Bosnalı olup, öğrenimini İstanbul’da  yapmıştır.

 

 

6. Metin – Terkibibent
Terkibibent’ten VIII
  1. Giryen kopar ey hâce meger kim ciğerden Kim çıkdı ciger-pârelerün çeşm-i terunden
  2. Bin girye idersen seni âhir ayırurlar Ferzend ü zen ü tantana-i sîm ü zerinden
  3. Bu mülk-i fenâya ki ‘ademden sefer itdün Sûdun nedür ancak anı bilsen seferünden
  4. Yok çıkmağa gönlün der-i dünyâ-yı denîden B’illahi di hoşnûd mısın yohsa yirinden
  5. Bu mezbeleden şöyle güzâr eyleyigör kim Bir zerre gubâr irmeye tâ rehgüzeründen
  6. Sîm ile zeri kendüne kat kat siper itdün Merg okını geçmez mi sanursın siperünden
  7. Akl adın anup kendüni teşvîşe bırakma Dîvâne olup ref-i kalem kıl üzerinden
  8. Ey hâce eger kim sen isen ‘akil ü dânâ Şeydâlıgı bin akla degişmez dil-i şeydâ

 

Günümüz Türkçesiyle
  1. Ey cimri zengin! Yaşlı gözünden ciğer parelerin çıktı diye ciğerinden feryat edersin.
  2. Binlerce ağlasan (da) seni sonunda çocuğun dan karından, tantanandan, gümüş ve altının dan ayırırlar.
  3. Bu fanilik ülkesine yokluktan göç ettin ama yolculuktan kârın nedir bir bilsen.
  4. Alçak dünya hanesinden çıkmaya gönlün yok. Allah aşkına söyle! Yoksa yerinden memnun musun?
  5. Bu mezbelelikten öyle geçip gitmeye bak ki yolundan sana bir zerre toz değmesin.
  6. Gümüş ve altını kendine kat kat siper ettin. Ölüm oku siperinden geçmez mi sanıyorsun?
  7. Akıldan bahsedip kendini karışıklığa bırakma. Deli olup üzerinden kalemi kaldır.
  8. Ey efendi! Eğer akıllı ve bilgili sen isen çılgın gönül deliliği bin akla değişmez.
XIII
  • Dünyâ talebiyle kimisi halkun emekde Kimi oturup zevk ile dünyâyı yemekde
  • Yok derdüne bir çâre ider mir ü gedâdan Sen çekdügün âlâmı gerek sakla gerek de
  • A’yân-i cihândan kerem umma anı sanma Âsâr-i ‘atâ ola ya paşada ya begde
  • Matbahlarına aç varan âdem degenek yir Derbânları var göz kapuda el degenekde
  • Bir devrde geldük bu fenâ ‘âleme biz kim Âsâr-i kerem var ne beşerde ne melekde
  • Agyâr vefâdan dem urur yâr cefâdan Âdemde vefâ olmaya var ola köpekde
  • Evc-i felege basdı kadem câh ile câhil Erbâb-i kemâlün yiri yok zîr-i felekde
  • Ya Rab bize bir er bulunup himmet ider mi Yoksa günimüz böyle felâketle geçer mi
  1. Halkın kimisi dünyayı elde etmek için emekte, Kimisi de zevkle dünyayı yemekte
  2. Sen çektiğin elemleri ister sakla ister söyle; Derdine ne beyden ne de fakirden bir çare yok.
  3. Cihanın önde gelenlerinden kerem bekleme, İhsan eseri paşada veya beyde olur sanma.
  4. (Onların) mutfaklarına aç giden adam sopa yer. Gözleri kapıda elleri değnekte kapıcıları var.
  5. Bu fani dünyaya öyle bir devirde geldik ki Cömertlik alameti ne insanda ne melekte var…
  6. Başkaları vefadan bahseder, dost cefadan. İnsanda vefa olmasın da köpekte olsun, (Bu nasıl iş?)
  7. Cahil, makamı ile feleğin tepesine ayak bastı Kemal sahiplerinin feleğin altında yeri yok,
  8. Ya Rab bir er çıkıp da bize yardım eder mi? Yoksa günümüz böyle felaketle mi geçer?
Bağdatlı Ruhi
51.  Etkinlik

 

  1. Terkibibendin yapı özellikleriyle ilgili bir sunum hazırlayınız.

TERKİB-İ BENT

Terkib-i bend bentlerle kurulan uzun bir nazım biçimidir.
Yaşamdan, talihten şikâyet; felsefî düşünceler, dinî, tasavvufî konular ve toplumsal yergilerin işlendiği şiirlerdir.
En az beş en fazla on bentten oluşur.
Her bent de beş ilâ 10 beyitten oluşur.
Bentlerin kafiye düzeni gazele benzer.
Her bendin (terkib-hane, kıta) sonunda vasıta beyti denen bir beyit vardır.
Her bendin sonunda farklı vasıta beyitleri kullanılır.
Bunlar bentlerden ayrı olarak kendi aralarında uyaklanır.
Bentlerin kafiyelenişi gazeldeki gibidir. aa xa xa xa xa xa bb cc xc xc xc xc xc dd … (aa aa aa aa aa aa bb cc cc cc cc cc cc dd)
Edebiyatımızda Bağdatlı Ruhî ve Ziya Paşa bu türün iki önemli şairidir.
İkisi de toplumsal konularda terkib-i bent yazmıştır.

 

  1. Hazırladığınız sunum doğrultusunda Bağdatlı Ruhi’nin 17 bendlik Terkibibendi’nin 8 ve 13. bendini yapı özellikleri bakımından inceleyiniz.
Her bendin (terkib-hane, kıta) sonunda vasıta beyti denen bir beyit vardır.
Her bendin sonunda farklı vasıta beyitleri kullanılır.
Bunlar bentlerden ayrı olarak kendi aralarında uyaklanır.
Bentlerin kafiyelenişi gazeldeki gibidir. aa xa xa xa xa xa bb cc xc xc xc xc xc dd … (aa aa aa aa aa aa bb cc cc cc cc cc cc dd)
Edebiyatımızda Bağdatlı Ruhî ve Ziya Paşa bu türün iki önemli şairidir.
İkisi de toplumsal konularda terkib-i bent yazmıştır.

a.Şiirin birim değerini ve sayısını aşağıya yazınız.

b.Şiirin bütününde ve birimlerinde ne anlatıldığını kısaca yazınız. Birimler arasındaki ilişkiyi tartışınız.
Sonuçları yazılı olarak ifade ediniz.
c.Şiirden bir veya iki birim attığımızda terkibibendin anlamında bir değişiklik oluyor mu? Sözlü
olarak ifade ediniz.
d.Yapı özelliklerini belirlediğiniz şiire ne ad verildiğini şiirin başlık bölümüne yazınız.
terkibibent

e.Şiirde dile getirilen duygunun anlatıldığı günümüz şiirlerinden hatırladıklarınızı okuyunuz.

Birimlerde anlatılanlar
VII
Birim değeri:8
Birim sayısı:2
XII
Birimlerde anlatılanlar
Cimri zenginin mal varlığı elinden gittiğinde neler yaptığı anlatılmıştr. Halkın durumu anlatılmıştır.
Ölüm geldiğinde ne kadar feryat figan da etsen boşuna olduğu anlatılmıştır.
Birimler arasındaki ilişki: beyitler arasında tema olarak bir ilişki vardır. Ama anlam her beyitte tamamlanmış, bir sonraki beyite anlam taşmamıştır. Bu beyitlerden herhangi birini  bentten çıkardığımızda anlamın bozulmadığını görmekteyiz.
İnsanın çektiği sıkıntıların durumu üzerinde durulmuştur.
Bu dünya misafir hanesinde neler kazandığımız üzerinde durulmuştur. Kimseden bir himmet beklemememiz gerektiği üzerinde durulmuştur.
Bu dünya hanesindeki durumumuz anlatılmış Cimrilerin durumu anlatılmış
Bu dünyadan nasıl gitmemiz gerektiği anlatılmış Cömertliğin kalmadığı üzerinde durulmuştur.
Biriktirdiğimiz malların bir fayda getirmeyeceği üzerinde durulmuştur. Vefa üzerinde durulmuştur
Aklımıza güvenmememiz gerektiği üzerinde durulmuştur. Cahillerin durumu anlatılmıştır
Akıllı ve bilgin insanların neler yapması gerektiği üzerinde durulmuştur. Dua ve yardım dilekleri dile getirlmiştir.

52. Etkinlik

Terkibibendin ahenk özelliklerini bularak aşağıdaki şablona yazınız.

KAFİYE-REDİF
ÖLÇÜ
“den”ler redif

“â”lar tam kafiye

“de”ler redif

“Emek” zengin(tunç) kafiye

“er mi”ler redif

Aruz ölçüsü
SES-SÖYLEYİŞ

 

Aruz ölçüsüyle beyitler halinde söylenmiştir. Her kelime aruz kalıbına uygun seslerden seçilmiştir.

 

53. Etkinlik
a) Şiirde kendi anlamı dışında kullanılan kelimeleri belirleyiniz. Aşağıdaki şablona yazınız

 

Kendi anlamı dışında kullanılan kelimeler
Kelimelerin gerçek anlamı
Kelimelerin şiirdeki anlamı
Ciğer-pare
Gümüş-altın
Fanilik ülkesi
Ölüm oku

 

İnsan organı
Değerli madenler

 

Mal-mülk
Mal-mülk
Dünya
Ecel

 

 

b) Kendi anlamları dışında kullanılan kelimelerin şiiri nasıl etkilediğini belirtiniz.
Şiir çok anlamlı bir metin türü olduğu için şiirde kendi anlamı dışında kullanılan kelimeler şiirin çok anlamlı olmasına yardımcı oluyor. Bu yüzden şiirlerde kelimelerin kendi anlamları dışında kullanılması şiirin çağrışım gücünü arttırmaktadır.
54. Etkinlik
İncelediğiniz şiirde divan şiirinde kullanılan ortak imgelerden hangileri vardır? Bu imgeler nasıl kullanılmıştır, yazınız.
Şiirdeki imgeler
İmgelerin nasıl kullanıldığı
Gözden çiğer-parelerin çıkması
Gümüş ve altından ayırmak
Fanilik ülkesi
Mezbelelik
Gümüş ve altını siper etmek
Dünyayı yemek
Feleğin tepesine ayak basmak
İmgeler şiirde şairin vermek istediği mesajı somutlaştırma yarar. Bu dörtlüklerdeki imgelerde bu amaca hizmet etmiştir.

 

55. Etkinlik
Şiirdeki edebî sanatları bularak aşağıya yazınız.

 

Terkibibent’ten VIII
  • Giryen kopar ey hâce meger kim ciğerden Kim çıkdı ciger-pârelerün çeşm-i terunden

 

Nida-teşhis-mübalağa
  • Bin girye idersen seni âhir ayırurlar Ferzend ü zen ü tantana-i sîm ü zerinden

 

Mübalağa-tenasüp
  • Bu mülk-i fenâya ki ‘ademden sefer itdün Sûdun nedür ancak anı bilsen seferünden

 

istifham
  • Yok çıkmağa gönlün der-i dünyâ-yı denîden B’illahi di hoşnûd mısın yohsa yirinden

 

İstifham-teşbih
  • Bu mezbeleden şöyle güzâr eyleyigör kim Bir zerre gubâr irmeye tâ rehgüzeründen

 

İstiare
  • Sîm ile zeri kendüne kat kat siper itdün Merg okını geçmez mi sanursın siperünden

 

Teşbih-istifham
  • Akl adın anup kendüni teşvîşe bırakma Dîvâne olup ref-i kalem kıl üzerinden

 

tezat
  • Ey hâce eger kim sen isen ‘akil ü dânâ Şeydâlıgı bin akla degişmez dil-i şeydâ

 

Nida-tezat
XIII
  • Dünyâ talebiyle kimisi halkun emekde Kimi oturup zevk ile dünyâyı yemekde
  • Yok derdüne bir çâre ider mir ü gedâdan Sen çekdügün âlâmı gerek sakla gerek de

 

Tezat
  • A’yân-i cihândan kerem umma anı sanma Âsâr-i ‘atâ ola ya paşada ya begde
  • Matbahlarına aç varan âdem degenek yir Derbânları var göz kapuda el degenekde
  • Bir devrde geldük bu fenâ ‘âleme biz kim Âsâr-i kerem var ne beşerde ne melekde
  • Agyâr vefâdan dem urur yâr cefâdan Âdemde vefâ olmaya var ola köpekde
  • Evc-i felege basdı kadem câh ile câhil Erbâb-i kemâlün yiri yok zîr-i felekde
  • Ya Rab bize bir er bulunup himmet ider mi Yoksa günimüz böyle felâketle geçer mi

 

İstifham

 

56. Etkinlik
a.    Şiirde anlatılanların yaşanabilirliğini tartışınız. Sonuçları belirtiniz.
Şiirde şairler kendi iç derinliklerinde duyguları dile getirmişlerdir. Bu duyguları yaşayanlar için dörtlüklerde söylenenlerin benzeri yaşanabilir; ama aynısının yaşanması mümkün değildir.
b.    Şiirde gözlem yapılmış mıdır? Sözlü olarak ifade ediniz.

 

Gözlem yapılmıştır. Metinde anlatılanların çoğu bu gözlemlerin sonucudur.

 

57. Etkinlik
Şiiri, birimleri oluşturan düşünceleri de göz önünde bulundurarak yorumlayınız. Düşünceleri nizi sözlü olarak ifade ediniz.
Şiir bu dünyadaki insanların durumu anlatmaktadır. Düşünce ağırlıklı bir şiirdir. Zengin ve cimri insanın durumu, vefalı vefasız insanın durumu gibi dünya işleri üzerinde durulmuştur. Şiir çıkarılacak dersler açısından oldukça anlamlıdır.

 

58. Etkinlik
Şiirin size hissettirdiklerini aşağıya yazınız.
Hissettiklerim
59.    Etkinlik (Okul dışı etkinlik)
Bağdatlı Ruhi’nin hayatı ve edebî kişiliği hakkında çıkarımlar yaparak eserle şair arasındaki ilişkiyi belirleyiniz. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
BAĞDATLI RUHÎ
Ne zaman doğduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur.  Asıl adı Osman’dır.  Ayaz Paşa’nın bendelerinden olan babası Bağdat’a gelerek gönüllü bölüğe girmiş, evlenmiş, Ruhi orada doğmuştur.  Genç yaşında şiir yazmağa başladı.  İyi bir öğrenim gördü. Tasavvuf üzerinde çalıştı.  Farsçayı iyi öğrendi. Bağdat’a gelen birçok bilgin ve sanatçılarla görüştü. Fuzulî ile tanıştı, birçok yer gezdi.  1605 yılında Şam’da öldü. Gazellerinde kalender ruhunun, pervasız aşkının ve tasavvufî düşüncelerin derin izleri vardır.  Terkib-i bentleriyle tanınmıştır. Şiirlerini Divan’da toplamıştır.
60.    Etkinlik
Metinden hareketle Bağdatlı Ruhi’nin fikrî ve edebî yönünü aşağıdaki kavram haritasına yazınız.
Terkibibentleriyle tanınmıştır.
İyi bir öğrenim görmüştür.
Divan şiirine ve aruza hâkimdir.
Şiirlerinde tasavvufun etkisi vardır.
Şiirleri düşünce ağırlıklıdır.
61.    Etkinlik

 

Rubai, şarkı, murabba ve terkibibent hakkında öğrendiklerinizi aşağıdaki boş bırakılan yere yazınız.
RÜBAİ
  • Rubaî, kendine özgü bir ölçüsü olan, 4 dizelik ( mısralık ) bir nazım biçimidir.
  • Rubaîlerde birinci, ikinci, dördüncü dizeler uyaklı, üçüncü dize ise serbesttir.
  • Rubaîler genellikle mahlâssız şiirlerdir ve divan şairlerinin divanlarının sonunda rubaiyyat başlığı altında sıralanırlar. Bu türün tartışmasız en büyük şairi Ömer Hayyam’dır.
  • Türk edebiyatında Mevlânâ’nın Farsça yazdığı felsefî rubaîler bu türün hızla yayılmasına neden oldu.
  • Kara Fazlî, Fuzuli 16. yüzyılda bu türün en usta örneklerini verdiler.
  • Divan edebiyatı’nda 17. yüzyıl rubaînin altın çağı oldu.
  • Azmizade Haletî, yazdığı bin kadar rubaî ile “en büyük Osmanlı rubaî şairi” olarak tanındı.
  • Cumhuriyet döneminin en büyük rubaî ustası ise Yahya Kemal Beyatlı’dır.
  • Arif Nihat Asya ise rubaîlerini “Rubaiyyat-ı Arif ” adlı eserinde toplamıştır.

ŞARKI

  • Divan şiirine Türklerin kazandırdığı bir türdür.
  • Şarkı, Divan şiirinde bestelenmek için, uygun ölçü kalıpları ile yazılan ve çoğunlukla 4 dizelik bendlerden oluşan nazım birimidir.
  • Kafiye düzeni; x değişken aa xa şeklindedir.
  • Murabbaya benzer. 5 ya da 6 dizelik bendlerden de oluşabilir.
  • Üçüncü dizeye meyan, dördüncü dizeye nakarat denir.
  • Aşk, sevgili, ayrılık, içki ve eğlence konularında yazılır.
  • Divan edebiyatının ilk şarkı yazarı Nail-i Kadim’dir.
  • Lale Devrinde ise en önemli temsilcisi Nedim’dir.
  • En çok şarkıyı Enderunlu Vasıf yazmıştır.
  • Şarkı çeştli ses sanatçıları tarafından söylenerek Türk toplumunun musikisinde önemli bir yer tutmaktadır.
  • Şarkıda şair son bendde mahlasını söyler.
  • Şarkıda her bentin üçüncü mısrası miyan(orta) miyanhânedir.
  • Miyan daha çok şarkının en güzel ve dokunaklı bölümüdür. Bestenin en önemli bölümüdür.
  • Şarkıların konusu genellikle aşk, sevgilinin güzelliği, eğlence ve içkidir.
  • Halk edebiyatında türkü türünün divan edebiyatına yansıması gibidir.

MURABBA

  • Murabba bent adı verilen dört dizelik kıt’alardan oluşan şiir türüdür.
  • Kelime anlamı “dörtlük” demektir.
  • Uyak düzeni genelde aaaa/ bbba/ ccca/ ddda/… şeklinde olmakla beraber, ilk bendi kafiyeli olmayan ya da sonraki bentlerde kafiyesi tekrarlanmayan murabbalar da vardır.
  • Çoğu zaman üç ilâ yedi bentten oluşur.
  • Divan edebiyatında 15. yüzyılda sultanü’ş-şuara (şairler sultanı) unvanlı Ahmet Paşa tarafından kullanılmıştır.
  • Tanzimat edebiyatında da Namık Kemal bu türün başarılı örneklerini vermiştir.
  • 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren şarkı şeklinde bestelenen eserlerin büyük bir kısmı murabba tarzında yazılmıştır.

TERKİB-İ BENT

  • Terkib-i bend bentlerle kurulan uzun bir nazım biçimidir.
  • Yaşamdan, talihten şikâyet; felsefî düşünceler, dinî, tasavvufî konular ve toplumsal yergilerin işlendiği şiirlerdir.
  • En az beş en fazla on bentten oluşur.
  • Her bent de beş ilâ 10 beyitten oluşur.
  • Bentlerin kafiye düzeni gazele benzer.
  • Her bendin (terkib-hane, kıta) sonunda vasıta beyti denen bir beyit vardır.
  • Her bendin sonunda farklı vasıta beyitleri kullanılır.
  • Bunlar bentlerden ayrı olarak kendi aralarında uyaklanır.
  • Bentlerin kafiyelenişi gazeldeki gibidir. aa xa xa xa xa xa bb cc xc xc xc xc xc dd … (aa aa aa aa aa aa bb cc cc cc cc cc cc dd)
  • Edebiyatımızda Bağdatlı Ruhî ve Ziya Paşa bu türün iki önemli şairidir.
  • İkisi de toplumsal konularda terkib-i bent yazmıştır.


7. Metin – Muhammes
Muhammes

Zahm-ı elemin tuttu serâpây dilim

Âteşlere yandı yine eyvây dilim

Ortada gezer bî-ser ü bî-pây dilim

Olmuş bütün âlemlere rüsvây dilim

Eyvây dilim vây dilim vây dilim

Üzüntünün yarası bütün gönlümü kapladı, Yetişin bu gönlüm yine ateşlere yandı. Benim bütün âleme rezil olmuş gönlüm, Başsız ayaksız ortada dolaşmakta, Ah gönlüm, vah gönlüm, eyvah gönlüm.

Düştü düşeli ol büt-i ayyâre dilim

Seng-i sitemi eyledi sad-pâre dilim

Bir âşık-ı üftâde-i âvâre-dilim

Derd oldu benim başıma bîçâre dilim

Eyvây dilim vây dilim vây dilim

Gönlüm o hilekâr putu andıran güzele düştü düşeli sitem taşını yüz parça yaptı.  Bu düşkün, aylak, âşık gönlüm benim başıma dert oldu. Ah gönlüm, vah gönlüm, eyvah gönlüm.

Dil olduğu günden berü giryân dilim

Durmaz gece gündüz eder efgân dilim

Hecr âteşine olmada sûzân dilim

Dil olduğuna oldu peşîmân dilim

Eyvây dilim vay dilim vây dilim

Benim gönlüm, gönül olduğu andan beri gece gündüz demeden ağlayıp inlemede; sürekli ayrılık ateşine yanıp tutuşmada. Kısacası gönül olduğuna bin pişman, Ah gönlüm, vah gönlüm, eyvah gönlüm.

Vasf etsem eğer hâl-i diğer-gün-i dilim

Hâmemle zebânımdan akar hûn-ı dilim

Esrâr ben ol âşık-ı meftûn-ı dilim

Kim oldu bu mısra’ bana mazmûn-i dilim

Eyvây dilim vây dilim vây dilim

Esrar Dede
Eğer gönlümün hoş olmayan hâlini anlatacak olsam dilimle kalemimden gönlümün kanı akar. Kalbi aşka yakalanmış ben Esrar’a bu mısra gönlümün mazmunu oldu. Ah gönlüm, vah gönlüm, eyvah gönlüm.

62. Etkinlik

Şiirin yapısını belirleyerek aşağıya yazınız.
a.    Şiirin birim değerini ve sayısını aşağıya yazınız.
b.    Şiirin bütününde ve birimlerinde ne anlatıldığını kısaca yazınız. Birimler arasındaki ilişkiyi
tartışınız. Sonuçları yazılı olarak ifade ediniz.
c.    Şiirin bir veya iki birimini attığımızda şarkının anlamında bir değişme oluyor mu? Sözlü olarak
ifade ediniz.
d.    Yapı özelliklerini belirlediğiniz şiire ne ad verildiğini şiirin başlık bölümüne yazınız.
e.    Şiirde dile getirilen duygunun anlatıldığı günümüz şiirlerinden hatırladıklarınızı okuyunuz.
Birimlerde anlatılanlar
Birim değeri: beşlik                birim sayısı: 4
Muhammes   
Birimler arası ilişki
Şairin gönlündeki üzüntüler dile getirilmiş
Birimler arasında tema olarak bir anlam bağı var; fakat anlam her beşlikte tamamlanmıştır. Beşliklerin yererini değiştirsek veya bir dörtlüğü çıkarsak şiirin anlamında herhangi bir değişiklik olmuyor.
Gönlün  sevgili karşısındaki durumları anlatılmış
Gönlün perişan hali anlatılmakta
Şiirin teması
Gönlün durumu anlatılmış
Aşk

 

63. Etkinlik
Muhammesin ahenk özelliklerini bularak aşağıdaki şablona yazınız.
KAFİYE-REDİF
ÖLÇÜ
“dilim”ler redif

“ây”lar zengin kafiye

“dilim”ler redif

“âre”ler zengin kafiye

“dilim”ler redif

“ân”lar zengin kafiye

“i dilim”ler redif

“ûn”lar zengin kafiye

Aruz ölçüsü
SES-SÖYLEYİŞ

 

Aruz ölçüsüyle beşlikler halinde söylenmiştir. Her kelime aruz kalıbına uygun seslerden seçilmiştir.

 

64. Etkinlik
a) Şiirde kendi anlamı dışında kullanılan kelimeleri belirleyiniz. Aşağıdaki şablona yazınız

 

Kendi anlamı dışında kullanılan kelimeler
Kelimelerin gerçek anlamı
Kelimelerin şiirdeki anlamı
Gönül
Ateş
Put

 

Kalp
İnsan gibi düşünülmüş
Gönüldeki aşk sızısı
Sevgili

 

b) Kendi anlamları dışında kullanılan kelimelerin şiiri nasıl etkilediğini belirtiniz.
Şiir çok anlamlı bir metin türü olduğu için şiirde kendi anlamı dışında kullanılan kelimeler şiirin çok anlamlı olmasına yardımcı oluyor. Bu yüzden şiirlerde kelimelerin kendi anlamları dışında kullanılması şiirin çağrışım gücünü arttırmaktadır.
65. Etkinlik
İncelediğiniz şiirde divan şiirinde kullanılan ortak imgelerden hangileri vardır? Bu imgeler nasıl kullanılmıştır, yazınız.
Şiirdeki imgeler
İmgelerin nasıl kullanıldığı
Gönlün ateşlere yanması
Gönlün başsız ayaksız ortalıkta dolaşması
Sitem taşını yüz parça yapması
Gönlün gece gündüz durmadan ağlaması
İmgeler şiirde şairin vermek istediği mesajı somutlaştırma yarar. Bu dörtlüklerdeki imgelerde bu amaca hizmet etmiştir.

66. Etkinlik

Şiirdeki edebî sanatları bularak aşağıya yazınız.

Zahm-ı elemin tuttu serâpây dilim

Âteşlere yandı yine eyvây dilim

mübalağa

Ortada gezer bî-ser ü bî-pây dilim

teşhis

Olmuş bütün âlemlere rüsvây dilim

teşhis

Eyvây dilim vây dilim vây dilim

tekrir

Düştü düşeli ol büt-i ayyâre dilim

İstiare(put-sevgili yerine kullanılmış)

Seng-i sitemi eyledi sad-pâre dilim

mübalağa

Bir âşık-ı üftâde-i âvâre-dilim

Derd oldu benim başıma bîçâre dilim

Eyvây dilim vây dilim vây dilim

Tekrir

Dil olduğu günden berü giryân dilim

Durmaz gece gündüz eder efgân dilim

teşhis

Hecr âteşine olmada sûzân dilim

Dil olduğuna oldu peşîmân dilim

teşhis

Eyvây dilim vay dilim vây dilim

tekrir

Vasf etsem eğer hâl-i diğer-gün-i dilim

teşhis

Hâmemle zebânımdan akar hûn-ı dilim

Esrâr ben ol âşık-ı meftûn-ı dilim

Kim oldu bu mısra’ bana mazmûn-i dilim

Eyvây dilim vây dilim vây dilim

Tekrir

67.    Etkinlik

a.    Şiirde anlatılanların yaşanabilirliğini tartışınız. Sonuçları defterinize yazınız.
Şiirde şairler kendi iç derinliklerinde duyguları dile getirmişlerdir. Bu duyguları yaşayanlar için dörtlüklerde söylenenlerin benzeri yaşanabilir; ama aynısının yaşanması mümkün değildir.
b.    Şiirde gözlem yapılmış mıdır? Sözlü olarak ifade ediniz.
Gözlem yapılmıştır. Metindeki benzetmeler bu gözlemin sonucudur.

68.    Etkinlik

Şiiri, birimleri oluşturan düşünceleri de göz önünde bulundurarak yorumlayınız.
69. Etkinlik
Şiirin size hissettirdiklerini aşağıya yazınız.
Hissettiklerim
70.    Etkinlik (Okul dışı etkinlik)
Esrar Dede’nin hayatı ve edebî kişiliği hakkında çıkarımlar yaparak eserle şair arasındaki ilişkiyi belirleyiniz. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
Esrâr Dede, (17481797): Gerçek adı Mehmed olan Esrar Dede 1748 (Hicri 1162) yılında İstanbul‘da doğdu. Doğum tarihi üzerinde bir ihtilaf mevcuttur. Babasının isminin Ahmed-i Bîzebân olduğu bilinmektedir, fakat ailesine dair pek bir bilgi yoktur. Çok iyi bir eğitim gördüğü eserlerinden kolayca anlaşılabilmektedir. Arapça ve Farsça başta olmak üzere Rumca, Latince ve İtalyanca bilirdi. Dile olan ilgisi ve kabiliyetini, Lûgat-ı Tilyan isimli bir Türkçe – İtalyanca sözlük yazmış olmasından da anlıyoruz. Karakterinin güzel olduğu, özellikle çok cömert olduğu söylenmiştir. Galata Mevlevîhânesi‘nde tanıştığı Şeyh Gâlip ile ömür boyu dost kalmıştır. “Esrâr” mahlasını da, Şeyh Gâlip’e arz edip talebelerinden olunca almıştır. Şeyh Gâlip ile tanıştıktan sonra Şeyh Gâlip’in eğitimine girdi. Hayatı boyunca Mevlevilik dairesinden çıkmadı. Daha sonraları tezkireci ve meşîhat makamlığını kazanmasına rağmen Şeyh Gâlip’in yanından ayrılmadı. Ömrü boyunca Galata Mevlevîhânesi’nde kendisine ayrılan odada yaşadı, eserlerini burda kaleme aldı ve 1796 (Hicri 1211) yılında burada vefat etti. Garip bir detaydır ki, vefat günü Mirac kandiline denk gelmiştir. Mersiye (Şeyh Galib) Bunun dışında bizzat Şeyh Gâlip, Esrâr Dede’nin ölümü üzerine bir mersiye kaleme almıştır. Bu mersiye şöyle başlar:
Kan ağlasın bu dide-i dür-bârım ağlasın
Ansın benim o yâr-ı vefâ-dârım ağlasın
Çeşm ü dehân u ârız u ruhsârım ağlasın
Baştan başa bu cism-i siyeh-kârım ağlasın
Ağyârım ağlasın bana hem yârim ağlasın
Gûş eyleyen hikâyet-i Esrâr’ım ağlasın
Nâ-dide bir güher telef etdim dirîg u âh
Hâk içre defnedüp gerü gitdim dirîg u âh
Ayrıca Esrar Dede’nin mezar taşında Şeyh Gâlip’in şu cümleleri yer almaktadır:
“Esrâr Dede çileyi hatm ettiği dem
Sırr oldu serin hırka-i tâbûta çeküp
Gâlib dedi târihin efsûs efsûs
Hemdemlerini hayrân kodı Esrâr göçüp.”
Eserleri
Kuşkusuz her açıdan olduğu gibi edebî açıdan da Esrâr Dede’yi en çok Şeyh Gâlip etkiledi. Bu iki önemli ismin eserleri ise daha sonraki kuşakların birçok önemli edebiyatçısını etkilemiştir. Nitekim daha sonraları Şeyh Gâlip’in ünlü eseri “Hüsn ü Aşk“dan esinlenerek, Yenikapı Mevlevîhânesinin son şeyhi Abdulbâkî Baykara tarafından kaleme alınacak olan yine Hüsn ü Aşk isimli manzûm tiyatronun ilk perdesi Şeyh Gâlip ile Esrâr Dede’nin konuşmalarını konu alacaktır.
Şiirlerini topladığı Dîvân’ı en önemli ve bilinen eseridir. Bu da, 1841 yılında “Divan-ı Belağat-unvân-ı Esrâr Dede Efendi” ismiyle yayımlanmıştır. Mevlevî şairlerinin hayatlarını ve şiirlerinden örnekleri barındıran, Esrâr Dede Tezkiresi olarak da anılan “Tezkire-i Şu’ârâ-yı Mevlevîyye” bir diğer ünlü eseridir. Diğer önemli eserleri: Mübâreknâme-i Esrâr, Fütüvvetnâme-i Esrâr ve daha önce de zikrettiğimiz Lugat-ı Tilyan`dır. Genel olarak Esrâr Dede arı ve yalın bir dil kullanırdı. Şiirlerinde Mevlevîliğe ve Mevlânâ`ya olan sevgisine sık sık yer vermiştir. Şiirlerindeki tasavvuf etkisi barizdir.
71.    Etkinlik
Metinden hareketle Esrar Dede’nin fikrî ve edebî yönünü kavram haritasına yazınız.
Mutasavvıf bir şairdir.
Eserlerinde Şeyh Galip’in tesiri görülür.
Şiirlerinde Mevleviliğin izleri görülür.
Aruzu şiirlerine ustalıkla uygulamıştır.
Divan şiirine hâkimdir.

 

ANLAMA VE YORUMLAMA
72. Etkinlik
a. Nazım şekillerini tema, kafiye düzeni ve mısra örgüsü bakımından inceleyiniz. Sonuçları aşağıdaki şablona yazınız.
TEMA
KİFİYE DÜZENİ
MISRA ÖRGÜSÜ
GAZEL
Aşk-tabiat-güzellik..
Düz kafiye
aa-xa-xa-xa-xa
KASİDE
övgü
Düz kafiye
aa-xa-xa-xa-xa
RUBAİ
Felsefi düşünce
Düz kafiye
aaxa
ŞARKI
Aşk-güzellik
Düz kafiye
aaaa
MURABBA
Aşk-tabiat-güzellik
Düz kafiye
aaaa-bbba-ccca-ddda
MUHAMMES
Aşk-tabiat-güzellik
Düz kafiye
Aaaaa-bbbb-cccc-dddd
TERKİBİBENT
Felsefi düşünce
Düz kafiye
aa-xa-xa-xa-xa-xa-xa-bb

 

b. İki gruba ayrılınız. Yukarıda özelliklerini belirlediğiniz nazım şekillerini benzer ve farklı özelliklerine göre gruplandırınız. Sonuçları renkli kartonlara yazarak sınıf panosuna asınız.
73. Etkinlik
a.    İncelediğiniz şiirlerdeki ortak mazmunları ve bu mazmunların şiirlerde nasıl kullanıldığını
tespit ederek renkli kartonlara yazınız ve bunları sınıf panosuna asınız.

 

(Okul dışı etkinlik)
b.    Bu mazmunların kullanıldığı farklı şiir örnekleri bularak bunları sınıfta okuyunuz.

 

73. Etkinlik

 

Aşağıda Cumhuriyet Dönemine ait modern bir şiir örneği verilmiştir. Bu şiirle, işlediğiniz divan şiirlerini birim-anlam ilişkisi yönüyle karşılaştırınız. Sonuçları aşağıdaki bölüme kısaca yazınız.
Nerdesin
Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Âşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgârlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: – Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden,
Tâ derinden bir gün bana ‘Gel’ desin.
Ahmet Kutsi TECER
Yukarıdaki şiir birim yönünden rubai-şarkı ve murabbaya benzemektedir. İşlediği tema ve anlam yönünden ise gazel-şarkı-murabba-muhammese benzemektedir.

 

75. Etkinlik
İki gruba ayrılınız. Birinci grup Millî Edebiyat, ikinci grup da Cumhuriyet Dönemine ait aşağıdaki şiir örnekleri ile incelediğiniz divan şiirlerini ritim yönünden karşılaştırsın. Sonuçları maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
76.    Etkinlik
a.    İncelediğiniz şiirlerden hareketle divan şiirinde ele alınan temaların evrenselliğini ve insana
özgü olup olmadığını tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
Divan şiirindeki temalar genel olarak aşk temasıdır ve bu tema evrenseldir ve bireye özgüdür.
b.    İncelediğiniz divan şiirlerinin temalarını “soyutluk-somutluk” bakımından karşılaştırınız.
Sonuçları maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
Divan şiirinin temaları soyuttur. Çünkü divan şiirinde orijinal hayaller bulmak esastır.
c.    Divan şiirinin kendisini üreten kültür ve toplumla ilişkisini tartışarak yorumlayınız.
Divan şiiri kültürlü insanlar arasında yayılmış ve okunmuştur. Bu şiirde Osmanlı toplumunun şiir anlayışını ve kültürel yapısını bulmak mümkündür. Divan şiiri yazmak zor ve bir o kadar da zahmetli bir iştir. Bu şiiri yazmak için kıvrak bir zekaya iyi bir şiir kültürüne sahip olmak gereklidir.
d.    Divan şiirinin kendine özgü bir zevk ve anlayış çevresinde oluştuğu söylenebilir mi? Düşüncelerinizi belirtiniz.
Divan şiirinin kendine özgü bir zevk anlayışı vardır. Yani bu şiirler kendi içinde bir bütündür.
77.    Etkinlik
Divan edebiyatında Farsça ve Arapça kelimelerin çok kullanılmasının sebeplerini tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
Osmanlı toplumunda halk arasında üç dil konuşuluyordu. Farsça kültür ve edebiyat dili, Arapça ilim dili, Türkçe ise halkın konuştuğu dildi. Üç dilin aktif olarak konuşulduğu bir yerde bu kelimelerinde şiirde sıkça konuşulması gayet normaldir. Osmanlı şiirine bu gözle bakmak gereklidir.
78.    Etkinlik
Koşukla gazeli tablodaki ölçütlere göre karşılaştırınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
TEMA
YAPI
AHENK
DİL
SÖYLEYİŞ
KOŞUK
Aşk-tabiat-kahramanlık-güzellik
Dörtlüklerle kurulmuş
Hece ölçüsüyle ve yarım kafiye ile ahenk sağlanmış
Sade bir dil kullanılmış
Dörtlüklerle ve sade bir dille söylenmiş
GAZEL
Aşk-tabiat-güzellik
Beyitlerle kurulmuş
Aruz ölçüsü ve zengin kafiye ile ahenk sağlanmış
Süslü ve sanatlı bir dil kullanılmış
Beyitlerle ve süslü bir dille söylenmiş

 

DEĞERLENDİRME

 

a. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1.    Aşağıdaki cümlelerden hangisi divan edebiyatının özelliklerinden değildir?
  1. Gazel en yaygın kullanılan nazım şeklidir.
  2. Divan edebiyatında genellikle beyit kulla nılmıştır.
  3. Arap ve Fars edebiyatının etkisi fazladır.
  4. Genellikle gazel, kaside, mesnevi, rubai vb. nazım şekilleri kullanılmıştır.

 

E)    Halkın anlayacağı bir dil kullanılmıştır.
2.    Divan şiirinde yerginin en önemli şairlerindendir. Kaside alanında da adı ilk sıralarda yer alır. Sağlam bir şiir tekniği, ağır ve süslü bir dili, cesur ve fütursuz bir söyleyişi vardır.
Parçada aşağıdaki şairlerin hangisinden bahsedilmiştir?
A) Nabi    B) Nef’î    C) Fuzûlî D) Bâki    E) Koca Ragıp Paşa

 

3.    Aşağıdaki nazım birimlerinden hangisi Türk edebiyatına özgüdür?
A) Tuyuğ    B) Kaside    C) Gazel
D) Terciibent    E) Mesnevi
4.  Aşağıdaki nazım şekillerinden hangisi beyitlerle yazılır?
A) Rubai    B) Kıta    C) Şarkı
D) Mesnevi        E) Tuyuğ
5. “Şikâyetname” aşağıdaki şairlerden han gisine aittir?
A) Nedim        B) Bâki        C) Fuzûlî D) Ahmet Paşa       E) Nabi
6. Kanuni döneminde fark edilmiş; saraya alınmıştır. Gazelleri ve Kanuni için yazdığı mersiyesi meşhurdur. Sultanü’ş şu’ara (şair lerin sultanı) unvanını almıştır.
Parçada aşağıdaki şairlerin hangisinden bahsedilmiştir?
A) Fuzûlî        B) Bakî        C) Nedim D) Neşatî       E) Nailî
7. Aşağıdaki cümlelerde gazel ile ilgili ve rilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
  1. Gazelin ilk beyti kendi arasında kafiyelidir.
  2. Gazelin ilk beytine matla; son beytine makta denir.
  3. Monoton bir yapısı olan gazele yek-avaz gazel denir.
  4. Gazelin en güzel beytine beytülgazel de nir.

 

E)    Gazelleri   makamla   okuyan   kişilere gazelhan denir.
8. Aşağıdakilerden hangisi divan edebiyatı nazım şekillerinden biri değildir?
A) Kaside       B) Rubai       C) Mesnevi D) Semai      E) Murabba
9. Divan edebiyatı nazım şekillerinden “şarkı” için aşağıdaki yargılardan hangisi söyle nemez?
  1. Nedim en tanınmış şarkı şairidir.
  2. İlk defa Türkler tarafından kullanılmıştır.
  3. Şarkılar genellikle aşk, güzellik ve tabiat konularında yazılmıştır.
  4. Şarkının en güzel örnekleri XVIII. yüzyılda verilmiştir.

 

E)    Divan edebiyatına Araplardan geçmiştir.
lO.Aşağıdaki divan edebiyatı nazım şekille rinden hangisinde beyitle yazılanlar bir arada verilmiştir?
  1. Şarkı – gazel -mesnevi – rubai
  2. Gazel – mesnevi – murabba – kaside
  3. Kaside – mesnevi – rubai – murabba
  4. Kıta – şarkı – terkibibent – gazel

 

E)    Gazel – kaside – mesnevi
ll. Aşağıdaki cümlelerden hangisi “gazel ve kaside” ile ilgili doğru bir bilgi değildir?
  1. Her ikisinin de kafiyeleniş biçimi aynıdır.
  2. Gazel ve kaside bir kişiyi övmek için yazılır.
  3. Gazel ve kasidede beyit kullanılır.
  4. Gazel ve kaside edebiyatımıza Arap edebiyatından geçmiştir.

 

E)    Gazel ve kasidede matla ve makta beyti vardır.

12.Aşağıdakilerden  hangisi  musammat nazım biçimlerinden biridir?

A) Mesnevi    B) Kaside
C) Tuyuğ    D) Gazel  E) Muhammes
13. “Fuzûlî, Leyla ile Mecnun’u ile bütün edebiyat boyunca tek başına kalmış bir eserin sahibidir. Bâki’nin Mersiye’si gibi, onun Mesnevi’si de uzun zamanı kapatan eser lerdendir. Çağdaşı Yahya Bey gibi, Atai gibi bu yola heves edenler, az çok bölgesel konu ları ele almışlar ya da çeviriye özenmişlerdir.”
Parçaya göre Fuzuli’nin Mesnevi’si ile Bâki’nin Mersiyesi’nin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
  1. Bu eserlerle “mesnevi” ve “mersiye” devrinin kapanmış olması
  2. Şairlerinin   bu  türlerde   başka   eser vermemiş olmaları
  3. uzun zaman, eşdeğerde benzerlerinin yazılmamış olması
  4. Türlerinin ilk örnekleri sayılmaları

 

E)    İki   büyük   çağdaş   şair   tarafından yazılmaları
14.Nedim’le Fuzûlî’yi karşılaştıran aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
  1. Nedim, şiirinde günlük hayatı yansıtmış; Fuzûlî ise bundan kaçınmıştır.
  2. İkisi de kasideden çok gazelde başarılı olmuştur.
  3. Fuzûlî tasavvuftan esinlenmiş, Nedim tasavvufla hiç ilgilenmemiştir.
  4. İkisinde de dil, çağdaşlarına göre daha sadedir.

 

E)    İkisinin de “divan” larından başka, mesnevileri de vardır.
15. Gazelin ilk beytine matla, genellikle şairin adı I
bulunan son beytine tegazzül, en güzel beyti-II
ne beytül gazel denir. Her beyti aynı konudan III
bahseden gazele yek-ahenk, her beyti aynı IV
derecede güzel gazele yek-avaz adı verilir.
V
Bu parçadaki numaralı terimlerden han gisinin açıklaması yanlıştır?
A) l    B) II    C) III    D) IV    E) V

16. Çepçevre bahar içinde bir yer gördük

Ferhad ile Şirin’i beraber gördük
Baktık geceden fecre kadar ellerde
Yıldızlara yükselen kadehler gördük.
Bu dörtlüğün nazım şekli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Rubai    B) Mâni    C) Şarkı
D) Murabba      E) Türkü
l7. Aşağıdaki dizelerden hangisi, tümüyle di van edebiyatı ürünlerinden oluşmaktadır?
  1. Şarkı, ağıt, rubai, müstezat, mâni
  2. Müstezat, mersiye, gazel, naat, münacaat
  3. Tuyuğ, kaside, murabba, türkü, gazel
  4. Rubai, mahammes, destan, tuyuğ, masal
  5. Gazel, şarkı, murabba, mâni, mesnevi

 

b. Aşağıda verilen kavram ve açıklama eşleştirmelerini yapınız.

 

GAZEL-Türk edebiyatına Arap edebiyatından girmiştir, beyit sayısı genellikle 5-15 arasındadır. Aşk, kadın, şarap, tabiat konularında yazılmıştır.
RUBAİ-İran edebiyatından bizim edebiyatımıza geçmiş bir nazım şeklidir. Dört mısradan ibaret ama bütünlüğü olan bir şiirdir. Genellikle, bu bir dörtlükte şair dünya görüşünü ifade eder. Kafiye şeması, aaxa şeklindedir.

 

KASİDE-En az 33 en fazla 99 beyitten meydana gelir, bir kişiyi övmek için yazılır.
MESNEVİ-Her beyiti kendi arasında kafiyelidir. Dinî, tasavvufi, ahlaki, sosyal ve tarihî konular işlenir. Olay örgüsü vardır. Günümüzdeki romanlara benzer.

 

MURABBA-Divan edebiyatında dörtlü, dörtlük anlamına gelir. Son mısralarında nakarat vardır. Daha çok dinî, didaktik konular ile övgü, hiciv, mektup ve mersiye türlerinde kullanılmıştır.

 

ŞARKI-Dörtlükler hâlinde ve bestelenmek için yazılır. Nakarat bölümü vardır. İlk defa Türk edebiyatında kullanılmıştır. Millî bir nazım türümüzdür. Nedim en başarılı örneklerini vermiştir.

 

c. Aşağıda boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri getiriniz.
    Fuzûlî, Hz. Muhammed’e duyduğu coşkulu sevgi, saygı ve kavuşma arzusu ile SU KASİDESİNİ yazmıştır.
  • Divan edebiyatı nazım şekilleri GAZEL, KASİDE, MESNEVİ, MÜSTEZAT,KITA, RÜBAİ, MURABBA,ŞARKI, TUYUĞ, MUHAMMES, TEKİBİBET,TERCİBENT
  • Şarkı nazım şeklinin Türk edebiyatındaki en önemli şairi  NEDİM’DİR.
ç. Aşağıdaki bilgilerin başına doğru ise (D), yanlış ise (Y) yazınız.
(Y  ) Kaside tasavvuf edebiyatı nazım şekillerindendir.
(D  ) Divan edebiyatında aruz vezni kullanılır.
(D  ) Kasideler 33- 99 beyit arasında olur.
(D  ) Gazelde, aşk, sevgili, şarap ve tabiat güzelliklerinden söz edilir.

 

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir