Başarıda teşvik mi, övgü mü olmalı?

Ama bu çok kolay bir eğitim tekniği değildir. Aslında teşvik bir tutumdur ve davranıştır. Çünkü teşvik içinde inanç ve umudu barındırırken, yarış ve akıl ötesi yüksek beklentileri de ortadan kaldırır. Teşvikte öğrenciyi kendi konumunda kabul etmek vardır. Bir öğretmen, "Tam beni anlatıyor. Ben öğrencilerimi teşvik ederken başarıları var ise onları övüyorum. Onları teşvik edecek notlar paylaşıyor, puanlar veriyorum." diyebilir. Övgü, bir başka kişiyi memnun etme davranışının artmasına sebep olabilir. Teşvik ise memnun etmeden öte kendi sorumluluğunda olan bir şeyi yapmanın farkındalığına erişmektir.

Çevremizde var olan başarılı öğrenciler sürekli övülürler. Bu da aynı seviyede başarı gösteremeyen heterojen sınıflarda sorun oluşturur. 'YGS' sınavına girecek öğrencileri örnek olarak inceleyelim: Ali, 160 soruluk 'YGS' denemesinde 80 net yapmış olsun. Bir önceki denemede ise 65 net yapmıştı. Ali'nin durumu çok iyi değildir; ancak Ali bir önceki denemeye göre yüzde 12,4 bir başarı göstermiştir. Ali, 160 soruda yaklaşık 140 net ve üzeri soru cevaplayabilirse ancak övgü alacağını biliyorsa bu yükselişine devam etmeyebilir. Ve istikrarsız bir grafik ortaya koyabilir. Bu durum öğrencide ümitsizliğe sebep olabileceği gibi eğitim sistemine ve eğitimcilere olan güvenin azalmasına da sebep olabilir.

Peki, şimdi ne yapacağız? Ali sizden teşvike yönelik bir yaklaşım görürse sonuçlarından hep beraber memnun oluruz. Ali teşvik edildiği zaman gelişmeyi ve ilerlemeyi fark eder. Siz de yarışma yerine ortaya konulan çabayı vurgulamış olursunuz. Bu da öğrencinin kendini bir önceki durumuna göre daha iyi hissetmesini sağlayacaktır. O zaman şu ifadelere dikkat etmeliyiz:

"Çok iyi bir iş ortaya koydun!" ifadesi, hatasız olmanın gerektiği ve biz söylediğimiz zaman yapılan işin "iyi" olduğu sonucunu çıkarmaktadır.

"Seninle gurur duyuyorum." ifadesi, yapıp ettikleri bizi memnun etmezse öğrencinin suçlu bir duruma geleceği hissini oluşturur. Her zaman 'iyi' olması gerektiği öğrenciye dayatılmış olur.

"Sen iyi bir öğrencisin." ifadesi de öğrenciye her zaman 'iyi' olması gerektiği sorumluluğunu yükler.

"Sınıfta en yüksek neti sen yapıyorsun." ifadesi gereksiz bir yarışmaya sokabilir.

Övgü, içinde ilerlemeyi barındırmaz ve eskiye odaklanmayı salık verir. İleriyi görebilmeyi sağlamaz. Öğretmenin iyi düşüncesi, öğrencinin o anki durumu, önceden belirlenmiş değerler gibi görünen dışa dönük unsurlar öne çıkarır. Teşvik içten yanmalı bir motordur. İçten bir motivasyon sağlar. Bireysel başarıyı ve etken davranışı onaylar ve destekler.

Övgüde bir bitmişlik vardır. Ödül sonuca verilir. Teşvik ise çabayı öne çıkarmaktır.

Bu içerik alıntıdır.
Yazar: ABDÜLREZZAK ÇİL
Kaynak:
Zaman

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir